10 Mart 2015 Salı

Faiz Lobisi ve Borç Verenin Faiz İsteği

Faiz meselesinde, Gezi olayları döneminden beri yani 1.5 senedir bir hayalet ile karşı karşıyayız. İsmi faiz lobisi. İsminden başka da bir bilgimiz yok hakkında. Cumhuriyet tarihinin en fazla faiz ödemesini yapmış hükümet de, hakkında hiçbir bilgi olmayan lobi ile savaşta olduğunu iddia ediyor.

Öncelikle olarak faizin ne olduğuna bakalım. Faiz, paranın bedelidir. Evi tutarsınız, kira ödersiniz. Para alırsınız, faiz ödersiniz.

Bankaya para yatırdığınız zaman, bankaya o parayı borç vermiş olursunuz, bunun karşılığında da faiz alırsınız.

Faiz konusunda iki önemli değişken vardır. Bunlar faiz oranı ve vadedir. Ekonomi kanallarını izlerseniz "Amerikan 10 yıllıklarında faiz %1 oldu" gibi lafları çok duyarsınız. Bu Amerika'nın devlet borçlanmasının 10 yıl vade için, yıllık %1 faizle yapıldığını anlatır. Vade 10 yıl, faiz oranı %1'dir.

Faiz oranını açıklamaya gerek yok. Vade sonunda elde edeceğiniz gelirin oranıdır faiz oranı. Vade ise, o geliri hak etmek için beklemeniz gereken süreyi ifade eder. Bankada 1 yıllık mevduat hesabı açtığınızda, 6. ayda gidip parayı çekmek isterseniz faiz alamazsınız, çünkü vadesi gelmemiştir.

Borçlanmada faiz oranı ve vadenin önemini anladıktan sonra esas konumuz olan, borç veren faizin nasıl seyretmesini ister diye bir bakalım.

Borç veren kişi, kısa vadede en yüksek faizi ister ki en kısa sürede en fazla geliri elde edebilsin. Buraya kadar faiz lobisi diye bir yapı olsa, faiz oranlarını yükseltmek ister mantığı doğrudur. Zira parasını faize veren kişi, en yüksek faizi almak ister. Ancak atlanan bir husus var ki, Türkiye zaten halihazırda 410 milyar Dolar dış borca sahiptir. Peki Türkiye'den 410 milyar Dolar alacağı olan alacaklılar faiz artsın mı ister, azalsın mı ister?

Bir kere verilmiş borçta, faizin düşüp, çıkmasının bir etkisi olmaz. 410 milyar Dolarlık borcumuzun her birinin vade tarihi ve faiz oranı bellidir. Bu sayede önümüzdeki 12 ay içinde şu kadar borç ödenecek, şu kadar faiz ödenecek diye istatistik çıkarılabilmektedir. Vadeler ve faiz oranları alınmış borç için değişmez. O zaman bizden şu anda 410 milyar Dolar alacağı olanlar için faizin çıkmasının bu anlamda hiçbir faydası yoktur. Bize %8'le borç vermiş bir ABD'li yatırım fonu, şu anda faiz %20 olsa bundan bir getiri sağlayamaz. Bu açıdan faizin artmasını istemezler.

Bizim küçük paramızda ve borçlanma stilimizde pek söz konusu olmasa da, büyük borçlarda, tahviller, devlet tahvilleri gibi büyük borçlanmalarda alacağın temliki diye bir kavramla sıkça karşılaşılır. Çekte, çekin ciro edilmesi vardır. Bunlar genel başlık olarak alacağın devredilmesi diye adlandırılır. Alacak hakkını başkasına devredersin. Bunu satabilirsin de, kendi borcun karşılı verebilirsin de, her şey için yapabilirsin. Büyük borçlar bu şekilde el değiştirebilmektedir.

Şimdi Türkiye'ye borç veren bir alacaklıyı düşünelim. Bu alacaklı, alacağını devredebilir. Örneğin Türkiye'ye %8'le faize verdiği bir alacağı devredebilir. Peki bu borcu kim alır? İnsanın çok temel bir özelliği var, alım-satım yaparken kar etmeyi düşünür. Bir insan vadesi dolunca %8 getirecek bir alacağı neden devralır? Cevabı çok basit, şu anda borç verse %8 elde edemeyecekse gidip o borcu devralır. Şu anda Türkiye %10 faiz veriyorsa(yani faiz arttıysa), sen gidip %8'lik eski alacağı devralır mısın? Tabi ki almazsın.

Karışık geldiyse bir de örnek rakamlar üzerinden anlatayım.

A Yatırım Fonu, Türkiye'ye %20 faizle 100 TL borç verdi diyelim. Bir senenin sonunda 120 TL alıp gidecek. Bu esnada faizler %20'dan %25'e çıktı, yani Türkiye 100 TL'ye 20 değil 25 TL ödemeye başladı. Bu durumda A Yatırım Fonu nasıl karlı çıkabilir? A'nın alacağı faiz yine 20 TL, A alacağı devretmeye çalışsa da kimse almaz, çünkü A'dan devralacak kişi Türkiye'ye gelip sıfırdan borç verse 125 TL alacak, neden 120 TL'ye eski borcu devralsın?

Faizin artması şu anda bizden zaten 410 milyar Dolar gibi rekor alacağı olan "faiz lobisinin" işine gelmez.

Aksine faizin düşmesi işine gelir. Neden mi?

A Yatırım Fonu, Türkiye'ye %20 faizle 100 TL borç verdi, bir sene sonunda da 120 TL alacak ya, 1 ay sonra da Türkiye'nin faizi %5'e düştü diyelim. A Yatırım Fonu bu borcu rahatlıkla devredebilir. B Yatırım Fonu'na der ki, sen bu alacağı devral bana 108 TL ver. Sen de vade dolunca 120 TL'ni al. A Yatırım Fonu, 1 ayda 100 TL'ye 8 TL yani aylık %8 faiz elde etmiş olur(devretmese yıllık %20 alacaktı), B Yatırım Fonu da kalan 11 ayda 108 TL'ye 12 TL olmak üzere yıllık %11 faiz alır(devralmayıp, yeni borç alsaydı yıllık %5 alacaktı).

O zaman görüyoruz ki, alacaklılar faiz oranının artmasını değil düşmesini ister. Alacaklının işine, faizin artması değil düşmesi gelir.

Faizin artmasını yalnızca, sıfırdan borç verecekler isteyebilir. Yani şu anda Türkiye'den hiç alacağı olmayan birileri varsa ve Türkiye'ye borç vermek istiyorlarsa, ancak onlar faiz artsın ki biz yüksek faizle borç verelim diyebilir. O durum için de şunu söyleyebiliriz ki, 800 milyar Dolarlık ekonomisine karşılık 410 milyar Dolar borcu olan bir ülke daha alabileceği mantıklı bir borç stoku kalmamıştır. Yani 800 milyar Dolarlık ekonomimize, mevcut 410 milyar Dolarlık borca ek olarak ciddi ciddi bir 400 milyar Dolar daha borçlanmayı düşünüyorsak ve onun da faizi düşük olsun diye falan bir savaşa giriştiysek durumumuz zaten faiz oranları %1 bile olsa vahimdir. O ihtimali kimsenin düşünmediğini, düşünmek bile istemediğini biliyorum.

Öbür ihtimaller için de, faiz lobisi diye bir alacaklılar kulübü varsa, faizin artması iyi değil kötü olur. Türkiye'nin şu anki alacaklıları için faizin düşmesi tercih edilir olandır.

Bu arada belirteyim, yazının konusu faiz lobisi ve bu lobinin rasyonel istekleridir. Birileri faiz lobisi lafından mevcut alacaklıları değil, Türkiye'yi batırmak isteyen, salak dizilerdeki baronlar ya da karanlık kurul benzeri şeyleri anlıyor olabilir. Hatta halkın %90'ı da öyle anlıyordur. Faiz de burada, İslami yönden kötülük referansıdır zaten. Faiz lobisi, şu anda ülkemizden faiz alan alacaklıları değil, ülkemizi gelecekte batırmaya çalışan bir çete olarak zihinlerde karşılık buluyordur. Bu açıdan yukarıda anlattıklarımın önemi yok. Ama internette, ekonomi ile ilgili bir şeyler karıştırırken bu sayfaya gelmiş kişinin de halkın %90'ından bir farkı olacağı kesindir.

3 yorum:

  1. iyi de, türkiye borcunu ödemiyor zaten. rollover denen bir şey var. faizler yükseldi diyelim. borcun vadesi geldiğinde türkiye yeni faiz oranlarından borçlanacak o parayı ödeyecek. adam da yeni faiz oranından verecek borcu yine türkiye'ye, yani bir kaybı olmayacak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu Türkiye'nin sorunu. Faiz lobisi, faiz arttığı için para kazanmaz. Sürekli borçlanan bir ülke söz konusu ise para kazanır ki, ona da o zaman faiz lobisi demek yanlış olur. "Türkiye'nin borcunu ödeyemeyecek kadar uyduruk bir ekonomi olmasından çıkar sağlamak isteyen lobi" demek lazım ona. Mevcut borçların alacaklıları, faizin artmasıyla para kazanmaz. Sen borç üstüne borç yapacaksan zaten, o zaman konu faiz değil, senin neden bu kadar borca dayalı olduğundur.

      Sil
  2. faiz lobisi diye birşey var mı bilmiyorum ama
    yüksek faiz olduğu zaman yatırımcı parayı bankada faizde tutuyor çünkü riske girmek istemiyor bir yılda faizin getirdiği getiri kadar kazanç elde edemeyebilir veya iş kurmak isteyen bir kişi bankadan kredi çektiği zaman faizler yüksek olduğu zaman kurduğu işten elde ettiği gelirle krediyi bile ödemekte zorlanıyor vatandaş olarak faizin yüksek olması iyi birşey değil.en başta faizi kiraya benzetmişsiniz mantıklı kim daha fazla kira ödemek isterki aynı eve.

    ayrıca a yatırım fonu alacağını neden b yatırım fonuna devredip karını b fonuyla paylaşsınki anca a fonunu nun çok nakit ihtiyacı olması gerekecekde öyle olacak onun dışında normal koşullarda a fonu hangi faiz oranıyla para verdiyse alacağını zamanı gelince alacaktır ve başka zaman tekrar bir firma olur devlet olur kredi açtığı zaman parayı yüksek faizle(kira ile) vermek isticektir

    YanıtlaSil