29 Ağustos 2012 Çarşamba

ABD Seyahati İçin Turistik Vize

ABD'ye gitmek için turistik vize alması gerekenlere birkaç yol gösterici bilgi vermek istiyorum.

Öncelikle vize almak için Konsolosluğun sayfasından erişeceğiniz elektronik formu doldurmanız gerekiyor(DS-160 Formu). Bu formu doldururken, size verilen kodları ve şifrenizi bir yere yazmanız gerekiyor. Çünkü formu bir anda doldurmak zorunda değilsiniz, o anda karşılaştığınız bilgiyi vermek için zamana ihtiyacınız varsa formu kaydedip çıkabilirsiniz. Daha sonra yazdığınız bilgilerle yeniden forma ulaşabilirsiniz.

Formu doldurduktan sonra bilgisayarınızdaki bir fotoğrafı eklemeniz gerekiyor. Bu nedenle bilgisayarınızda vesikalık formatta bir fotoğraf bulundurmanız gerekecektir. Aksi takdirde vize görüşmesi için gittiğinizde yanınızda fotoğraf götürmeniz gerekecektir.

Formunuzu doldurunca mail adresinize vize görüşmenizde yanınıza almanız gereken bir yazı geliyor. Bunun çıktısını alıp gideceksiniz vize görüşmesine.

Vize görüşmesi için randevu almanız gerekiyor. Randevu için de PIN almanız gerekiyor(20 Dolardır). Bu PIN kodunu ABD Konsolosluğu'nun -0212 340 44 44- numaralı telefonundan kredi kartı bilgilerinizle alabilirsiniz ve hemen ardından da randevunuzu alırsınız. Ya da Türkiye İş Bankası şubelerinden para yatırarak PIN kodunuzu alıp sonra arayıp randevunuzu alabilirsiniz.

Randevu aldıktan sonra bu sefer de vize başvuru ücreti ödemeniz gerekiyor(160 Dolardır). Bunu herhangi bir Türkiye Ekonomi Bankası şubesinden ödeyip dekontunuzu da alın.

Vize başvuru ücretini ödediğinize dair dekont ve mail adresinize gönderilen sayfanın çıktısı ile pasaportunuzu(geçerlilik süresinin 6 aydan az kalmamış olması lazım) yanınıza almanız kesin olarak gerekiyor. ABD seyahatinize ve Türkiye'deki durumunuzu kanıtlayan diğer belgeleri de yanınıza almanız gerekiyor(Çalışanlar için maaş bordrosu, öğrenciler için transkript vs). Ayrıca kamera, cep telefonu, elektronik cihazlar gibi şeyleri yanınızda götürmemelisiniz.

Randevu zamanınızdan 15 dakika kadar önce Konsoloslukta olmanız yeterli olacaktır. Kapıdaki güvenlik görevlisi pasaportunuzu alıp, listeden randevunuzu kontrol edecek ve sizi güvenlik kontrolüne yönlendirecektir. Güvenlik kontrolünden geçtikten sonra gişe gibi bir bölüme geçeceksiniz. Burada pasaportunuz, başvuru form çıktınız ve dekontunuz alınacaktır. Vize görüşmesini hangi dilde yapacağınız sorulacaktır. Buna göre size bir sıra numarası verilecektir. Görüşme sıranızı bankalardaki sıra gibi numara ile bekleyeceksiniz. Sizi önce parmak izi almak için çağıracaklar. Daha sonra da görüşme için.

Sıranız geldiğinde görüşme alanına gideceksiniz. Karşınızda vize memuru olacak. Sakin olmak, kendine güvenmek, iyi iletişim kurmak önemli. Bu nedenle görüşmeyi hangi dilde yapacağınızı dikkatli seçmelisiniz. Görüşmeye başladığınızda "neden gidiyorsunuz?" "ne kadar kalacaksınız?" "kimle gidiyorsunuz?" "ne iş yapıyorsunuz?" "evli misiniz?" gibi ABD seyahatinizi ve ülkenizdeki durumunuzu anlamak için sorular sorulmaktadır. Sorular kimi zaman bunları anlamanın yanında, gıcık etmeye, sizin moralinizi bozmaya yönelik de olabiliyor. Karşınızdaki memurun insafına kalmış bir durum. Vize görüşmesinde ABD'ye gidip, kaçak göçmen olmayacağınıza ikna etmeniz önemseniyor. Bunu oradaki tek bir memura kabul ettirmeniz gerekiyor.

Vize başvurunuz kabul edilirse ; memur pasaportunuzu geri vermez ve sizi UPS kargoya yönlendirir. UPS'e fahiş bir kargo ücretini(15-20 TL'lik) ödedikten sonra Konsolosluktan ayrılabilirsiniz. Pasaportunuz en fazla 3-5 gün içinde evinize gelir.

Vize başvurunuz reddedilirse ; memur pasaportunuzu ve neden reddedilmiş olabileceğinizi anlatan bir yazı vererek görüşmeyi bitirir.

Türk vatandaşlarının turistik maksatlı vize başvurularının yüzde 25'inin reddedildiği gibi bir istatistik vardır. Yani her dört kişiden biri reddedilmektedir. Bu nedenle reddedilme olasılığınız vardır. Bunu dikkate alınız.

Reddedilmek demek uzunca bir süre ya da bundan sonra hiç vize alamayacağınız anlamına gelmez. Memurun art niyeti veya ilk defa böyle bir görüşmeye gitmenizden ötürü heyecanlanmanız, kendinizi ifade edememeniz, belgelerinizi sunamamış olmanız gibi kendinizce haklı sebepleriniz varsa derhal ikinci defa (form doldur-para yatır-randevu al-para yatır-randevuya git) işlemlerinizi yaparak yeniden şansınızı deneyebilirsiniz.

Vize başvurusu reddedilen kişilerin çoğu ikinci başvurularında vize alabilmiştir(Ben mesela ilk başvurum reddedildikten 1 hafta sonraki ikinci görüşmemde vizeyi almıştım ve internette de bakarsanız bu durumda çok kişi vardır). Çünkü artık koşulları biliyorsunuz. Nasıl davranacağınızı biliyorsunuz. Ayrıca ikinci defa yaptığınız başvurunun görüşmesinde ilk memurla(vize vermeyenle) değil başka bir memurla görüştürülürsünüz. Yani eğer ilk memurun ters bir anına denk gelmeniz ya da memurun zaten genel olarak kasıtlı olduğu gibi bir fikriniz varsa ikinci görüşmeyi farklı memurla yapacak olmanız şansınızı arttırmaktadır.

Herkese bol şans...

17 Ağustos 2012 Cuma

ODTÜ'den Yol Geçirme Kavgası

Yıl 1993, o zamanlar İstanbul Yolu, Eskişehir Yolu, Konya Yolu gibi yollar Karayolları Genel Müdürlüğü'nün sorumluluğunda olup, bu yollarla ilgili işlemler KGM tarafından yapılıyor. Ankara'nın iki önemli şehirler arası arteri aynı zamanda şehrin de gelişme alanlarından geçen İstanbul Yolu ve Eskişehir Yolu arasında bir bağlantı yolu var. Bu yol o günlerde İstanbul Yolu ile Eskişehir Yolu'nu bağlarken, artan nüfus ve trafik düşünülerek bu yolun Konya Yolu'na uzatılması düşünülüyor. Dönemin belediye yönetimi bunu imar planlarına işliyor, KGM de yolun kamulaştırmasını yapıyor. İşte bu yol projesinin bir kısmı ODTÜ arazisinden geçiyor. Gel zaman git zaman kimse bu projeye dokunmuyor.

Nüfus ve trafik hızla artmaya devam ediyor. Bu bölgeler şehrin büyüdüğü alanlar tabi.

2000'li yılların başında Gökçek yönetimi İstanbul Yolu ve Eskişehir Yolu'nu 4 şeritten, 8 şeride çıkarıyor. Yolların üzerine yirmi civarında köprülü kavşak koyuyor. Sonuç olarak tıkanıklık büyük ölçüde gideriliyor. Ama tabi Ankara'nın nüfus artışı senelik yüzde 3 civarında olduğu için, ekonomik gelişmeye paralel olarak araç satışlarının da rekorlar kırdığı bu dönemde trafik sorunu yeniden kendini göstermeye başlıyor.

Tüm bu durumların etkisiyle 1993 yılında 1/5000'lik planı yapılan bu yol, 2007 yılında 1/25000'lik büyük imar planına giriyor. Ancak 2007 yılında belediye ekibi, 1993'deki projeyi geliştiriyor ve bir Bilkent-Çayyolu bağlantısı ile Dikmen bağlantısı ekliyor.


Bu haritada görünen kırmızı yol, 1993'te planlanan yol. 2007'de ise kırmızı yollar bu plana ekleniyor.

Kırmızı yolun kamulaştırması zaten 1993 yılında KGM tarafından yapıldığı için orada pek sorun yol ama sarı yolların, ODTÜ'yü teğet geçtiği kısım büyük bir kavgaya sahne oluyor.

Tarafların inatlı tutumu, aslında kimsenin itiraz da edemediği kırmızı yolun da yapımını geciktirerek her gün Ankaralıların trafikte daha çok çile çekmesine sebep oluyor.

Dilerim ki, kırmızıyla gösterilen yol üzerinde en kısa zamanda bir uzlaşma sağlanarak yapımına başlanır. Diğer yolun kavgasına ise ilk yolu yaptıktan sonra devam etseler daha hayırlı olur.

Bu arada bu yollar ne işe yarayacak?

Eskişehir Yolu'nu Konya Yolu'na bağlayacak yol, şehrin kuzey-güney trafiğini tek başına üstlenmek zorunda kalan Konya Yolu'nun yükünü alacak, Anadolu Bulvarı'ndan Eskişehir Yolu'na çıkan araçların yoğunluğunu azaltacak, Çayyolu-Konya Yolu yolculuğunu kısaltacak, Çukurambar'ın Eskişehir Yolu'na ikinci çıkışını açacak. Dikmen tarafında yapılacak yol ile Dikmen'e alternatif yol açılmış olacak, Çetin Emeç Bulvarı ile Dikmen Caddesi'nin yükleri azalacak...

İtiraza sebep olan yolların daha ayrıntılı değerlendirilmesi gerektiği için onu başka bir zamana bırakıyorum.