8 Aralık 2015 Salı

Başkanlık Sistemi ve Çok Başlılık

1 Kasım'dan sonra Türkiye'de mevcut sistemin iki başlılığa sebep olduğu bunun da "çok sevseniz dahi sorun yarattığı" şeklinde argümanlarla eleştirilerek, başkanlık sistemi istendiğini görüyoruz.

Başkanlık sistemi savunucularının dayandığı temel argüman parlamenter rejimin iki başlılık sorunu yaratması olarak ortaya çıkıyor. Ben de bu konuyu irdeleme kararı aldım.

Dünyanın bütün sistemlerinde yasama, yürütme ve yargı erklerinin pozisyonlarında bir ayrılık vardır. Bunlar arasında ayrılığı en keskin olan yargıdır. Yasama ve yürütme ise daha hafif bir ayrılık durumundadır.

Başkanlık sisteminde yasama ve yürütme arasında kesin bir ayrılık vardır. Yapılan 2 seçim ile yasama ayrı, yürütme ayrı seçilir. İkisi de irade-i milliyeye dayanır.

Parlamenter sistemde ise tek seçim vardır. Yasama seçimi yapılır, meclis oluşur. Meclis içinde çoğunluğu olan grup içinden de yürütme oluşur. İrade-i milliyeye dayanan meclistir, yürütme de meclise dayanır.

Şimdi buna baktığınızda bile aklınızda soru işaretleri oluşmaya başlamıştır. Tek seçimin olduğu parlamenter sistem mi çok başlılığa sebep oluyor yoksa iki seçim olan başkanlık sistemi mi?

Türkiye'deki çok başlılığın sebebi parlamenter sistem değildir, bilakis parlamenter sistemin yanlış kurulmuş olmasıdır. Cumhurbaşkanının yetkileri azaltılsa ve cumhurbaşkanını yine meclis seçse, bu çok başlılık söz konusu olmaz. Esas çok başlılık başkanlık sisteminin sorunudur.

Bugün dünyada bütçesi meclisten geçmediği için resmi daireleri tatil eden tek bir parlamenter sistem yoktur. Ancak ABD'de yürütmenin bütçesini yasama onaylamadığı için resmi daireler tatil edildi daha 1 sene önce. Neden? Çünkü meclis çoğunluğu ile yürütmenin siyasi görüşleri farklıydı. Meclis istemedi, yürütmenin elini kolunu bağladı. İşte budur çok başlılık ve bu başkanlık sistemindeki bir problemdir.

Parlamenter sistem tek başlıdır. Meclis çoğunluğu kimdeyse yasama da yürütme de onun elindedir.

Başkanlık sistemi iki başlıdır. Mecliste ayrı bir yapı, yürütmede ayrı bir yapı vardır.

Türkiye'de tek başlı bir yapı isteniyorsa, başkanlığa geçmek bunu çözmez aksine daha güçlü bir iki başlılık durumunu yaratır.

Türkiye'de tek başlı bir yapı isteniyorsa, demokrasi zarar görmeden bunu yapmanın tek yolu parlamenter sistemi güçlendirmektir. Cumhurbaşkanının yetkilerini azaltmak bunun temel şartıdır.

Parlamenter sistemi kaldırarak bir tek başlılık sağlayalım deniyorsa bunun demokrasi içinde olması mümkün değildir. Şeklen başkanlık sistemine benzeyen ama tek başlılık hedefleyen bir rejim, demokratik bir rejim olamaz.

Başkanlık sistemi gelsin ve bu da tek başlı olsun denemez. Zira başkanlık sistemi tek başlı değildir.

Türkiye'ye getirilmek istenen şey tek başlı bir yapıdır ve ne parlamenter sistemle ne de başkanlık sistemiyle uyuşmayan bir standart dışı modeldir. Bu da Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının, tek parti iktidarına dönüşmesini sağlamak için ortaya atılan bir tartışmadır.